Bir Şiirin Hikayesi: "Cemal Süreya/Üvercinka-Aşk engel tanıdı"
Cemal Süreya'nın belkide en önemli ve en güzel şiiridir bu şiir. Hani Bazen insanlar kafalarında hep tartarlar ya sevgi ve aşk ikilisini. Kimi Aşkı tercih eder kimi de sevgiyi. Cemal Süreya'nın da tercih şiiridir "Üvercinka". Ve Süreya belki de en güzel şiirini aşık olduğu o genç kıza yazarak teşekkür ederken uğruna babasıyla bile tartıştığı,okul yıllarında tanışıp daha sonra hep mektuplaştığı ilk ve son aşkına ilk eşine Seniha'ya geri dönecektir. Hikayenin en başına dönelim isterseniz, Cemal Süreya'nın ilk aşkıdır Seniha. Orta ikide sınıfın en güzel kızı Seniha ya aşık olur, derslerde onun kızıl saçlarından gözlerini alamaz. Ve bir gün tahtaya Kızıl Mısralar diye bir şiir yazar Süreya: "Seni sevdiğim anda her şeyim kızıl oldu, Masmavi defterime kızıl satırlar doldu..."
Bütün okul öğrenir Süreya'nın aşkını artık. Yaşça büyük arkadaşlarından Abdullah Macit uyarır hemen Süreya'yı : "Yahu ne yapıyorsun sana komünist derler!" Ve şiir şöyle değişir sonra:
"Seni sevdiğim anda her şeyim yeşil oldu, Masmavi defterime yeşil satırlar doldu."
Cemal Süreya bir röportajında da dediği gibi aşkı "aynı masada mektuplaşmak" olarak tanımlayacak kadar özdeşleştirmişti Seniha ile yıllarca süren mektuplaşmalarını ve aşkını.
Ve Seniha ile ilk evliliğini yapar Süreya, birlikte dostlarına mektuplar yazarlarmış hemde nasıl biliyor musunuz, bir kelime Süreya yazar,bir kelime Seniha yazarmış farklı renkte kalemlerle.Düşebiliyor musunuz güzelliklerini ve uyumlarını. Zaten Süreya Seniha ya "gibisi olmayan yar" der, Seniha da ona "gibisi olmayan bir adam" yani yasaklarlar birbirlerine "gibi" sözcüğünü.
Burada hikayenin ilk kısmı biter ve ikinci kısmı başlar: "Üvercinka".
Cemal Süreya eşi Seniha hamile iken kendisine "Üvercinka" adını taktığı genç bir kızla tanışır ve aralarında tutkulu bir aşk başlar. Fakat Süreya'nın 58 yıllık hayatında bu genç kızın ne adını bilen ne de yüzünü gören kimse olmayacaktır. Süreya'nın hayatında bir giz olarak kalan bu sır, Türk Şiirinin en güzel ve gizemli şiirlerinden birini ortaya çıkaracak Süreya'ya da şöhreti getirecektir getirmesine de Süreya bir karar vermek durumundadır. Çok sevdiği eşi Seniha o çok istedikleri çocuklarını doğurmak üzeredir ve Süreya kararını verir Üvercinka ile ayrılık kararı alırken bir Ağustos günü şu satırlar dökülür dizelere:
"acıların adını ,ağustos koymalılar..."
Büyük aşk bitmiş ya da bitmemiş ama Süreya, eşi Seniha ya dönmüştür. Sevgi yi mi tercih etmiştir Süreya, Üvercinka'ya olan aşkını o malum şiiri ve onun için yazdığı bir çok şiiri o kitaba dökerek, belki bizler için böylesi daha hayırlı bile oldu dedirtmiştir.
Cemal Süreya'nın yakın çevresinin dediğine göre o soy adından bir harf atması da tamamen Üvercinka ile olan hesaplaşma sonucu hayatı boyunca taşıyacağı bu eksikliğin verilmiş bir sözün sonucudur.
Bilmiyorum siz kendinizi Seniha ya mı daha yakın hissettiğiniz yoksa Üvercinka'ya mı? Ama gelin beraber o malum şiiri okuyalım ve Üvercinka ile yaşadıkları aşka şahit olalım, hemde yine bir Süreya şiirini şarkı haline getiren MFÖ'nın "Hüznün Kuşları"şarkısı ile yapalım...
ÜVERCİNKA
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil
Cemal Süreya.